12 Aralık 2012 Çarşamba


Amargi 27. Sayi'da dosya konumuz, Donusen Hayat: Mutfak!..


-Gülşah Seydaoğlu, "Mutfağa Saklı" 

--Asuman Özgür Keysan, "Mutfak: Annemin Odası" 

--Ebru Gedik Askan, "Mutfakla İmtihanım" 

--Değer Kavaz Gürgöz, "Çaydanlık Kapağındaki Tereyağı" 


--Emel Uzun, "Hep Eksik Mutfak"

--İlhan Zeynep Karakılıç, "Tarhananın Dönüşümü"

--Figen Uzar Özdemir, "Mutfakta Neler Oluyor?"

--Figen Işık, "Buzdolabı Hikayeleri"

--Burcu Şimşek, "Bahçeye Açılan Kapı"

--Demet Gülçiçek, "Mutfak Keyif Yapma Mekânımız Olsun mu?"

Bu kadarla da bitmiyor, dahasi da var!..

--Derya Şaşman Kaylı, "Gerdanlar, Dudaklar, Butlar…"

--Selda Tuncer, Aksu Bora, "Dişi Sineğin Bile Uğramadığı Bu Pis Mutfak"

--Nükhet Sirman, "Mutfaklarımızda Davetsiz Misafirler" 

--Balam Nedim Kenter, "Yiyen Kadınlar, Etik Bedenler, Sindirilemeyen Pratikler" 

--Şaziye Silen, "Kişisel Bir Macera"

--Gülce Özen Gürkan, "Mutfağın Yeniden Doğuşu"

--Ebru Arıcan, "Yine Yeşillendi Krizin Mağdurları"

--Nihan Bozok, "Et, Süt, Barbi Bebek"

--Meral Akbaş, "Bir Yanım Öbür Yanıma Düşman"
Ve suphesiz her sayida oldugu gibi, cok cesitli konularda bir dolu dosya disi yazi:

--Emel Ataktürk, "Bugünü Görmek de Güzel" 

--İlke Acar, "Kadınlar 25 Kasım’da Adalet İstedi" 

--Şehlem Sebik, "Bir Muhalefet Biçimi: İstanbul Kadın Müzesi" 

--Gülsüm Depeli, "KaosQ+: Düşündükçe Heyecanlanıyoruz" 

--Ayşe Sağlam, "Khalkedon’un Mutfağından Yükselen Güzel Kokular"

--Melike Koçak, "Araf: Genç Kızlara Karanlık Nasihatleri"

--Bircan Polat, "Gözetleme Kulesi: Dünyaya Bakıyorlar Gözlerini Kırpmadan"

--Hatice Pınar Şenoğuz, "Suriyeli Genç Kadınların Gözünden Suriye Devrimi"

--Hülya Çağlayan, "Kentin Yönetimselliğinde Kadın"

-- Serap Yüzgüller Arsal, Seda Yavuz, "Cadılık"

--Derya Koptekin, "Kelebekler"

--Gülnur Elçik, "Her Şey “Normal”




Amargi 27. Sayı kapak fotoğrafı: Şehlem Sebik

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Başlıksız

7-8 Temmuz Sanatın Eylemi

27 Nisan 2012 Cuma

İşten sonra Bir Gün sergisi ile ilgili Özge Başak Taneli'nin Bir Gün gazetesi için yaptığı röportaj

ŞEHLEM SEBİK VE ‘İŞTEN SONRA BİR GÜN’
‘Yaşamak, en önemli akademik faaliyettir’

Şehlem Sebik'in İşten Sonra Bir Gün (One Day: After Work) sergisi Danimarka Kadın Müzesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden sonra Amargi Kadın Akademisi'nde sergileniyor. Sergi çalışan kadınların gündelik hayatları üzerine. Projenin kitap haline, 2013'te, üç dilde (Danca, Türkçe ve İngilizce) ulaşılabilecek. Özetin özeti yapılacaksa, ille de bir cümleye sıkıştırılacaksa eğer: Bu, akıllı, cesur bir kadınla yapılan, eşitlik, kadınlık ve bu ikisiyle yola çıkıp hayata geçirdiği projeleri üzerine bir röportaj...»

Biraz kendinden bahseder misin?

Ankara 1980 doğumluyum. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun oldum. Lisans yıllarında toplumsal cinsiyet, fotoğraf ve eleştirel medya okumalarıyla ilgilendim. EÜ Kadın Sorunları Merkezi'nde 6 yıl gönüllü olarak çalıştım. Ulusal yarışmalarda çeşitli toplumsal duyarlılık projeleri, kadınlarla ilgili sosyal sorumluluk projeleriyle ödüller kazandım. Aynı dönemde, özel ilgi alanım olan sinema üzerine master yapmak için Ege Üniversitesi Radyo TV ve Sinema bölümüne başladım. Yüksek lisansımda kadın bedeni ve ünlü fransız filozof Michel Foucault'nun beden teorileriyle ilgilendim. 2008'de Doç. Dr. Dilek İmançer’in danışmanlığında "Beden Temsilleri: 1990 Sonrası Türk Sineması Örneği" üzerine tez yazdım. 2005'ten beri çeşitli karma sergilerde yer aldım. En son “One Day: After Work” adlı projesiyle Danimarka Hükümeti Kültürel Bursu kazandım. Aalborg Üniversitesi Feminist Araştırma Merkezi (FREIA) ve Eşitlik, Çeşitlilik ve Cinsiyet Enstitüsü'nün (EDGE) destekleriyle ilk kişisel sergimi Danimarka’da açtım. Sergi, Aalborg Üniversitesi, Aarhus Kadın Müzesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde sergilendikten sonra Amargi İstanbul’da sergilenmeye başlandı. 20 Mayıs’a kadar burada sergilenecek. Bunun dışında akademik çalışmalar da yaptım.

Şu an neler yapıyorsun?Şu anda Amargi’de gönüllü olarak çalışıyorum. Aynı zamanda freelance fotoğrafçılık ve belgesel film yönetmen yardımcılığı yapıyorum.

Bu son serginden bahseder misin?Son sergim çalışan kadınların gündelik hayatları üzerine. Çalışan annelerin işten sonraki anlarının nasıl geçtiğini fotoğraflamak istedim. Fotoğrafı araştırma projemin bir aracı olarak kullandım. Neden böyle bir proje yapma gereği duydun diye sorarsanız, birebir kadın çalışmalarında araştırdığımız ve çalıştığımız konuların gündelik hayatımızda tezahürlerinin nasıl olduğunu görünür kılarak bu konuya dikkat çekmek istedim. Çünkü ben kişisel olanın aslında politik olduğuna inanıyorum.


»Projenin çıkış noktası neydi?
Bu projeye başlarken kendi hayatımdan yola çıktım. Üniversiteden mezun olduktan sonra master yaptım ve uzun zaman akademik çevrede zaman geçirdim. Çalışmalarımdan bir kazanç sağlayamadım. Daha sonra geçimimi sağlamak için yaklaşık bir yıl kadar bir ambalaj fabrikasında çalıştım. Bu zaman içerisinde sabah saat altıda kalkıp akşam sekiz buçukta eve döndüğüm bir iş tecrübem oldu. Günde yaklaşık on bir saat çalışıyordum. Bu ağır çalışma koşullarının çalışan anneleri daha çok etkilediğini gözlemledim. Çalışan bu annelerin içerisinde “süper anne” diye nitelendirdiğimiz kesimin ne kadar fazla olduğunu, erkeklerle aynı koşullarda çalışan kadınların evde de çalışmaya devam ettiklerini, hobilerinin çoğu zaman kendilerine ayırabilecekleri zamanlarının olmadığı için olamadığını, ücret politikalarının farklılıklarını, bu farklılıkları yadırgamadıklarını gördüm. Çevremde gördüğüm bu küçük kesitten yola çıkarak acaba diğer evli, çocuklu ve çalışan kadınların hayatları nasıl diye düşündüm. Gündelik pratikler üzeri okuma üzerinden bir görsel çalışma yapılsa ne güzel olur dedim. Bir de “bu işte bir terslik var, bizim bu kadar çalışmamız doğal değil” deyip Avrupa’da çalışma saatlerini araştırdım. Avrupa’da insanlar neredeyse bizim yarı zamanımızda çalışıyormuş. Ayrıca çalışan kadınların doğum izinleri, eşit işe eşit ücret politikaları, yasal düzenlemeler bizimkinden bildiğimiz gibi daha farklı. Bu ülkeler içerisinde “gelişmiş” tabirini kullanmayı sevmiyorum ama sosyal haklar konusunda gelişmiş ülkelerin daha çok kuzey ülkeleri olduğunu gördüm. Bu ülkelerden Danimarka’nın zaman kullanımları ve boş zaman açısından Avrupa ülkeleri arasında en iyi yerde olduğunu öğrendim.

»İnsanların sergiye tepkileri nasıl?

İnsanlar sergiyi gezdiklerinde kendi hayatlarından bir şeyler buluyor. Sergi bir anlamda kadınların gündelik hayatta yaşadıkları şeylerin aslında akademik alanda bir araştırma konusu olduğunu gösterdi. Sergi defterindeki yorumlardan bunu anlayabiliyorum. Mesela sergi defterine bir kadının kendi yaşam deneyimini sergiden sonra daha çok düşündüğünü yazması beni sevindirdi çünkü ben de tam da bunu yapmak istemiştim.

»Türkiye’de ve Danimarka'da, sergiye tepkilerde farklılıklar var mı?

Türkiye’de insanlar Avrupa ile aramızda ne kadar farklılık olduğunu görmek istiyor gibi. Bana sorulan sorularda genellikle onların ne kadar “gelişmiş” bizim ne kadar “geri kalmış” olduğumuzu tasdik etmem isteniyor. Ama bence sosyal haklar gerçekten gelişmiş olsa da kadınların hayatlarında çok benzerlikler var. Açıkçası orada da kadınlar erkeklerden daha çok çalışıyor ve daha çok efor sarf ediyor. Ayrıca çocukların okullarına ve yaptıkları sosyal aktivitelere bağlı olarak izlemek zorunda oldukları bir zaman çizelgesi var. Bu da modern yaşamda hayatları bir bakıma aynılaştırıyor. Danimarka’da projeye katılan gönüllüler zamanlarını benimle geçirirken çok doğaldı. Türkiye’de bazı evlerde televizyonun davranışları ne kadar etkilediğini gözlemledim. Mesela yemek hazırlıkları çekimlerinde “yemekteyiz” programı formatında davranışlar oldu.

»Bu proje üzerine çalışırken neler hissettin, neler öğrendin, nelere şaşırdın?

Proje üzerinde çalışırken Türkiye’deki kadınların “süper zor” bir iş yaptıklarına tanık oldum. Akademik çalışmaların aslında ne kadar gündelik hayatımızın içerisinde olduğunu anladım. Amargi’de “yaşamak en önemli akademik faaliyettir” sloganımız, bir anlamda bunu doğruladı.

»Ülkemizde, kadınların aile hayatı ve sosyal yaşamdaki yerlerini nasıl değerlendiriyorsun?

Ülkemizde kadın aslında hep politik alanın malzemesi haline gelen bir yerde. Mesela siyasi temsiller hep “kadın bedeni” üzerinden yürütülüyor. Buna rağmen Meclis'te temsil edilme oranımız çok düşük, iş yaşamında kadın sayısı çok düşük. İşyerlerinde kadınlar ekonomik şiddete maruz kalıyor. Bunun dışında bildiğiniz gibi kadına yönelik şiddet son 7 yılda % 1500 arttı. Bugün ülkemizde 5.5 milyon çocuk gelin bulunuyor. Yine son 7 yılda kadınların istihdama katılımı %35’den %22’ye gerilemiş durumda. En son N.Ç. davasında çocuk yaşta tecavüze uğrayan bir kızın “rızası” olduğu konusunda bir karar alındı. Cinsel yönelimleri yüzünden şiddete uğrayan pek çok LGBT birey var. Şimdi bu gelişmelere bakarak ülkemizde kadınların hem sosyal yaşamda hem de aile yaşamlarında yerini hiç iç açıcı değerlendiremiyorum. Ama tüm bu gelişmelere rağmen kadın dayanışmasına ve örgütlü mücadeleye hâlâ inancım var. Bu konuda çalışan Kader, Kadav ve Mor Çatı gibi örgütlerin varlığı, yaptıkları özverili çalışmalar bu inancımı güçlendiriyor.

28 Mart 2012 Çarşamba

İşten Sonra Bir Gün Sergisi Amargi'de



Şehlem Sebik'in İşten Sonra Bir Gün (One Day: After Work ) Sergisi Danimarka Kadın Müzesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden sonra Amargi Kadın Akademisi'nde 30 Mart 2012 tarihinde saat 19:30'da açılıyor. Sergi 30 Mart - 1 Mayıs 2012 tarihleri arasında gezilebilir.

İş ve aile yaşamı arasındaki denge on yıllardır hem kadın çalışmaları yapan akademisyenler, hem feminist örgütler, hem de feminist aktivistler tarafından dünya genelinde gündeme getirilmekte. Konu, bir yandan ev işleri ve çocuk bakımı gibi ücretsiz çalışma aktivitelerinin eşler arasında eşit dağılımı çerçevesinde tartışılırken, diğer yandan çalışan kadınların sosyal ve kişisel bakım aktivitelerine ayırabilecekleri zaman ele alınmakta. Dünya genelinde yapılan zaman araştırmaları, kadınların ev içerisinde yapılan bu ücretsiz aktivitelere erkeklerden daha çok zaman ayırdığını göstermekte. Türkiye İstatistik kurumu’nun 2006 yılında gerçekleştirdiği “Hane Halkı Zaman Araştırması”na göre çalışan Türkiyeli anneler günlük 2 saat 8 dakikalarını, çalışan erkekler ise 51 dakikalarını ev işlerine ayırıyor. Ayrıca, Avrupa Yaşam Kalitesi araştırmalarına göre Danimarka'da evli çocuklu ve çalışan kadınların ev içi işlerini üstlenme oranı %80 iken, erkeklerin %51. Bu araştırmalardan yola çıkarak, “Avrupa ve Türkiye’deki evli, çocuklu ve çalışan kadınların yaşamları, iş, aile ve sosyal yaşamları arasındaki denge ne kadar benzer ya da farklı?” sorusu “İşten Sonra Bir Gün (One Day: After Work)” belgesel fotoğraf ve araştırma projesinin hayata geçmesini tetikledi. “İki ülkenin gelişmişlik düzeylerinin farklılıklar da göze alındığında, kadınların yaşamlarında benzerlikler ve farklılıklar neler?” projenin başlangıç sorusunu oluşturdu. Çalışmada örneklem grubunun aynı olması dikkate alınarak yaş, eğitim ve sosyal statüleri benzer olan evli, çocuklu ve çalışan 25-45 yaş arası, projeye gönüllü katılan annelerin gündelik hayatı gözlemlendi. Bununla birlikte gönüllülerin haftalık zaman çizelgeleri öğrenildi ve fotoğraf çekimlerinden önce katılımcılar ile ev içi zaman kullanımı ile ilgili anketler yapıldı. Buna göre katılımcıların zamanlarını nasıl kullandıkları, boş zamanlarında neler yaptıkları, hobileri, haftada kaç saat çalıştıkları, ev işlerini daha çok ailede kimin yaptığı, evde çalışan bir yardımcılarının olup olmadığı, gün içinde yaptıkları aktiviteler ve çocuklar ile geçirilen zamanda neler yaptıkları araştırıldı. 6'sı Danimarkalı 6'sı Türk 12 katılımcı ile gerçekleşen projede Avrupa ve Türkiye'de çalışan kadınların gündelik hayatlarındaki benzerlikler (ve farklılıklar) irdelenmeye çalışıldı. Bir araştırma methodolojisi olarak seçilen fotoğraf, bu konuyu görünür kılmayı amaçladı ve fotoğrafçının gönüllülerle geçirdiği zamanda sırasındaki gözlemleri de projeyi doğal olarak yönlendirdi. Proje Eylül 2011'de Danimarka’da Aalborg Universitesi'nde açılan sergi ile noktalandı. Serginin açılışı ile aynı zamanda Aalborg Üniversitesi'nde yeni kurulan Eşitlik, Çeşitlilik ve Cinsiyet (EDGE) Enstitüsü'nün açılışı gerçekleştirildi. Sergi Aalborg'da 1 ay sergilendikten sonra Aarhus Kadın Müzesi'nde 1 Şubat - 1 Mart arasında sergilenmek üzere taşındı. Proje 2013 yılında “Balancing Everyday Life – Debating gender roles and equality in words and pictures from Denmark and Turkey" başlığı ileDanca, Türkçe ve İngilizce olarak kitap halinde yayınlanacak.

1 Mart 2012 Perşembe

One Day After Work Exhibition in Istanbul / İşten Sonra Bir Gün Sergisi İstanbul'da




Şehlem Sebik'in İşten Sonra Bir Gün (One Day: After Work ) Sergisi Danimarka Aarhus Kadın Müzesi'nden sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Bomonti Kampüsü'nde 5-16 Mart 2012 tarihinde açılıyor.

İş ve aile yaşamı arasındaki denge on yıllardır hem kadın çalışmaları yapan akademisyenler, hem feminist örgütler, hem de feminist aktivistler tarafından dünya genelinde gündeme getirilmekte. Konu, bir yandan ev işleri ve çocuk bakımı gibi ücretsiz çalışma aktivitelerinin eşler arasında eşit dağılımı çerçevesinde tartışılırken, diğer yandan çalışan kadınların sosyal ve kişisel bakım aktivitelerine ayırabilecekleri zaman ele alınmakta. Dünya genelinde yapılan zaman araştırmaları, kadınların ev içerisinde yapılan bu ücretsiz aktivitelere erkeklerden daha çok zaman ayırdığını göstermekte. Türkiye İstatistik kurumu’nun 2006 yılında gerçekleştirdiği “Hane Halkı Zaman Araştırması”na göre çalışan Türkiyeli anneler günlük 2 saat 8 dakikalarını, çalışan erkekler ise 51 dakikalarını ev işlerine ayırıyor. Ayrıca, Avrupa Yaşam Kalitesi araştırmalarına göre Danimarka'da evli çocuklu ve çalışan kadınların ev içi işlerini üstlenme oranı %80 iken, erkeklerin %51. Bu araştırmalardan yola çıkarak, “Avrupa ve Türkiye’deki evli, çocuklu ve çalışan kadınların yaşamları, iş, aile ve sosyal yaşamları arasındaki denge ne kadar benzer ya da farklı?” sorusu “İşten Sonra Bir Gün (One Day: After Work)” belgesel fotoğraf ve araştırma projesinin hayata geçmesini tetikledi. “İki ülkenin gelişmişlik düzeylerinin farklılıklar da göze alındığında, kadınların yaşamlarında benzerlikler ve farklılıklar neler?” projenin başlangıç sorusunu oluşturdu. Çalışmada örneklem grubunun aynı olması dikkate alınarak yaş, eğitim ve sosyal statüleri benzer olan evli, çocuklu ve çalışan 25-45 yaş arası, projeye gönüllü katılan annelerin gündelik hayatı gözlemlendi. Bununla birlikte gönüllülerin haftalık zaman çizelgeleri öğrenildi ve fotoğraf çekimlerinden önce katılımcılar ile ev içi zaman kullanımı ile ilgili anketler yapıldı. Buna göre katılımcıların zamanlarını nasıl kullandıkları, boş zamanlarında neler yaptıkları, hobileri, haftada kaç saat çalıştıkları, ev işlerini daha çok ailede kimin yaptığı, evde çalışan bir yardımcılarının olup olmadığı, gün içinde yaptıkları aktiviteler ve çocuklar ile geçirilen zamanda neler yaptıkları araştırıldı. 6'sı Danimarkalı 6'sı Türk 12 katılımcı ile gerçekleşen projede Avrupa ve Türkiye'de çalışan kadınların gündelik hayatlarındaki benzerlikler (ve farklılıklar) irdelenmeye çalışıldı. Bir araştırma methodolojisi olarak seçilen fotoğraf, bu konuyu görünür kılmayı amaçladı ve fotoğrafçının gönüllülerle geçirdiği zamanda sırasındaki gözlemleri de projeyi doğal olarak yönlendirdi. Proje Eylül 2011'de Danimarka’da Aalborg Universitesi'nde açılan sergi ile noktalandı. Serginin açılışı ile aynı zamanda Aalborg Üniversitesi'nde yeni kurulan Eşitlik, Çeşitlilik ve Cinsiyet (EDGE) Enstitüsü'nün açılışı gerçekleştirildi. Sergi Aalborg'da 1 ay sergilendikten sonra Aarhus Kadın Müzesi'nde 1 Şubat - 1 Mart arasında sergilenmek üzere taşındı. Proje 2013 yılında “Balancing Everyday Life – Debating gender roles and equality in words and pictures from Denmark and Turkey" başlığı ile Danca, Türkçe ve İngilizce olarak kitap halinde yayınlanacak.

17 Şubat 2012 Cuma

"İşten Sonra Bir Gün" Fotoğraf Projesi

İş ve aile yaşamı arasındaki denge on yıllardır hem kadın çalışmaları yapan akademisyenler hem de feminist örgütler tarafından dünya genelinde gündeme getirilmekte. Konu, bir yandan ev işleri ve çocuk bakımı gibi ücretsiz çalışma işlerinin eşler arasında eşit dağılımı çerçevesinde tartışılırken diğer yandan çalışan kadınların sosyal ve kişisel bakım aktivitelerine ayırabilecekleri zaman açısından ele alınmakta. Dünya genelinde yapılan zaman araştırmaları, kadınların ev içerisinde yapılan bu ücretsiz aktivitelere erkeklerden daha çok zaman ayırdığını göstermekte. Türkiye İstatistik kurumu’nun 2006 yılında gerçekleştirdiği Hane Halkı zaman araştırmasına göre çalışan Türkiyeli anneler günlük 2 saat 8 dakikalarını, çalışan erkekler ise 51 dakikalarını ev işlerine ayırıyor. Bunun yanında ev içerisindeki işlerin “kadının görevi” olarak görülmesi toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde içinde bulunan kültürün davranış kalıpları ve streo tipleri geliştirmekte olduğunu gösteriyor. Ayrıca Avrupa Yaşam Kalitesi araştırmalarına göre Danimarka'da evli çocuklu ve çalışan kadınların ev içi işlerini üstlenme oranı %80 iken erkeklerin %51. Bu araştırmalardan yola çıkarak evli çocuklu ve çalışan kadınların Avrupa ve Türkiye’deki yaşamları iş, aile ve sosyal yaşamları arasındaki denge ne kadar benzer ya da farklı sorusu “İşten Sonra Bir Gün (One Day: After Work)” belgesel fotoğraf projesini hayata geçirmeyi tetikledi. Projede evli, çocuklu ve çalışan 25-45 yaş arası annelerin gündelik hayatı gözlemlendi. 6'sı Dan 6'sı Türk 12 katılımcı ile gerçekleşen projede Avrupa ve Türkiye'de çalışan kadınların gündelik hayatlarındaki benzerlikler (ve farklılıklar) irdelenmeye çalışıldı. Proje Eylül 2011'de Aalborg Universitesi'nde açılan sergi ile noktalandı. Serginin açılışı aynı zamanda Aalborg Üniversitesi'nde yeni kurulan Eşitlik, Çeşitlilik ve Cinsiyet (EDGE) Enstitüsü'nün açılışı ile denk getirildi. Sergi Aalborg'da 1 ay sergilendikten sonra Aarhus Kadın Müzesi'nde 1 Şubat - 1 Mart arasında sergilenmek üzere taşındı. Serginin bir sonraki durağı İstanbul olacak.


One Day: After Work - Aarhus Women Museum


One Day: After Work - Aalborg University

News from Aalborg University

by Helene Pristed Nielsen




Launching Reception for EDGE





On 15 September EDGE hosted their launching reception and opening of a photo exhibition with works by the Turkish photographer and gender researcher Sehlem Sebik, who visited FREIA Center for Equality, Diversity and Gender in August-September 2010. We were extremely pleased with the large turnout for our reception, in spite of the fact that it was also national Election Day, and we would like to thank Ulla Langballe warmly for her priceless assistance with all practical details. We also take this opportunity to thank for presents from far and wide, not least the present from our two deans who teamed up to donate one month’s guest professorship to EDGE. Thank you very much, and we look forward to naming the professor who is coming to visit.

For those who did not have time to see it on the day, Sehlem Sebik’s photo exhibition of women’s everyday life after work is open at 3 Kroghstræde (start at room 3.228) till the end of October, when it is going to move to the Women’s Museum in Aarhus. At the moment we are looking into the possibility of publishing her photographs in a printed form. And Sehlem has asked us to say that she will be very grateful for any reactions to the exhibition. A notebook is available at room 3.228 for writing comments.

One Day Exhibition in Women Museum/ Aarhus


One Day Exhibition can be seen in Women Museum/ Aarhus
From 2nd of February to 1st of March 2012

For Danish:

One Day af Sehlem Sebik
Fotoudstilling
02. februar - 01. marts 2012

Tyrkiske Sehlem Sebik undersøger med sit kamera hverdagens rutiner i familier i Danmark og i Tyrkiet.

Emner som omsorg for børn, børnehaveafleveringer og skolegang, madlavning, fritid, tid med børn, tid til sig selv osv afbildes i hverdagens rutiner. Trods ligestilling gør kvinder stadig mere husarbejde sammenlignet med mænd, og de bruger mere tid sammen med børnene. Dette ses i udstillingen, hvor familiernes gøremål omkring børn og hjem følges i Danmark og Tyrkiet en dag: "One Day".

Fotografiet er valgt som metode til at vise kvinders daglige rutiner "One Day". I forsøg på at sammenligne har de valgte mødre relativt samme profession, alder og social status.

De er alle gift, har arbejde og er mødre og lever i byområder og alderen varierer mellem 25 and 45. Alle har en mellemlang uddannelse. Sehlem Sebik besøgte i alt 12 husholdninger fordelt mellem både Danske og Tyrkiske familie.

Dokumentarprojektet er støttet af FREIA (Feminist Research Centre) og EDGE (Centre for Equality, Diversity, Gender) begge Aalborg Universitet. Billederne viser fuldtids arbejdende mødre fra to forskellige kulturer efter arbejde "One Day".

Udstillingen ledsages af opsummeringer af undersøgelser af tidsforbrug i familier fra hhv. Turkish Institute of Statistics i 2006 og the European Quality of Life Survey fra 2010 af European Foundation om livs- og arbejdsbetingelser. De viser, at kvinder udfører flere arbejdsopgaver i hjemmet end mænd i begge lande.
Tyrkiske mødres bruger 2 timer og 8 minutter til husarbejde og børnepasning. Tyrkiske mænd 51 minutter. Fædres arbejdstid udenfor hjemmet er til gengæld længere end mødrenes.
Den europæiske undersøgelse viser at 80% of kvinderne mod 51% af mændene in Denmark dagligt varetager arbejdsopgaver i hjemmet.

Tyrkiske mænd har en arbejdsuge med 55 timer i gennemsnit, mens mænd fra de Europæiske lande arbejder færre timer.

Begge lande har love og reguleringer for arbejdstid, barselsorlov og offentlig børnepasning, men de er noget forskellige. Barselsorlov i Tyrkiet er 16 uger for kvinder, 3 dage for fædre, mens danske forældre har 52 uger betalt barselsorlov tilsammen.

Projektet rejser således også spørgsmålet om, hvordan regeringer har indflydelse på hverdagsliv gennem brug af love.

Mere om projektet findes på Sehlem Sebiks hjemmeside: http://www.sehlemsebik.com/


http://kvindemuseet.dk/dk/oplev/udstillingen/2012/februar/oneday/